Hesabım | Sepetim
29 December 2019

Glutatyon Nedir? Bölüm 1

Glutatyon, son zamanlarda gıda takviyesi hatta süper gıda olarak anılan organik bir bileşiktir. Oysa glutatyon 1920’lerin başından beri bilimsel araştırmalara konu oluyor. Son yıllarda bu denli öne çıkmasının nedeni ise yüksek antioksidan potansiyele sahip olması.  

Glutamik asit, sistein ve glisin adlı üç amino asidin bileşiminden oluşan glutatyonun, hücrelerde serbest radikallere karşı etkili olduğu bilinmektedir. Lipid peroksitlerin ve ağır metallerin hücre dışına atılmasına katkı sağlayan glutatyonun eksilmesi, oksidatif stresi arttırmaktadır.

Glutatyon Alımı  

Glutatyon, pek çok vitamin ve mineralin aksine, vücudun kendisi tarafından hücrelerde sentezlenmektedir. Ancak, biyosentez için gerekli enzimler yetersizse, uzun vadede vücutta glutatyon seviyesi düşebilmektedir. Dolayısıyla, vücutta eksikliği tespit edildiği taktirde dışarıdan glutatyon alınması gerekli olmaktadır.  

Vücuttaki glutatyon seviyesi iki şekilde artırılabilir: Ya doğrudan glutatyon alınır ya da glutatyonu oluşturan yapı taşları alınarak vücudun bunu sentezlemesi sağlanır. 

Yiyeceklerdeki amino asit içeriği değişkenlik göstermektedir. Örneğin, ayçiçeği tohumu, tavuk yumurtası ve tam tahıl unu yüksek oranda sistein içerirken inek sütü, tam buğday unu ve domates püresinde yüksek miktarda glutamik asit bulunur. 

Glutatyonun Etkinliğini Arttıran Vitaminler 

ABD’li araştırmacılar, dışarıdan D vitamini alımının bazı enzimlerin aktivitesini arttırdığı için glutatyon sentezine de katkıda bulunduğunu tespit ettiler. Öte yandan, hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde A, C ve E vitaminlerinin glutatyon üzerindeki etkilerini inceleyen Hintli bilim adamları, en yoğun etkinin E vitamini ile sağlandığını gözlemlediler. 

Glutatyon Eksikliğinin Belirtileri ve Olası Sonuçları 

Vücuttaki glutatyon eksikliğinin nedeni, vücuttaki protein yapı taşlarının yetersizliğinden dolayı glutatyon sentezinin azalmasıdır. Protein yapı taşlarındaki eksiklik ise, çoğunlukla yanlış beslenmeden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla, dengeli ve sağlıklı beslenenlerde bu durum ortaya çıkmamaktadır. 

ABD’de yapılan bir araştırmada, otizmli bireylerde glutatyon sentezine katılan  bazı enzimlerin aktivitesinin azaldığı,  böylece glutatyon eksikliğinin nörolojik etkilerle bağlantısı olabildiği görülmüştür. 

Yine ABD’deki bir diğer araştırma, glutatyonun, damarlardaki düz kasları, serbest radikallerin neden olduğu hücre hasarından koruduğunu göstermiştir. 

Öte yandan, glutatyon seviyesindeki değişimlerin, AIDS, tümörler, diyabet, karaciğer hastalığı gibi birçok hastalıkla bağlantısı olduğu gözlenmiştir. 

Glutatyon eksikliği veya aktivitesindeki değişiklikler, karaciğer yağlanması ve  siroz gibi çeşitli karaciğer hastalıklarında da görülmektedir.  

Ancak, glutatyon konsantrasyonunda düşüşe yol açan süreçler henüz tam olarak bilinmemekte ve bu konudaki çalışmalar devam etmektedir. 

Kaynak: