Her Derde Deva: %70 Oranlı Kakao
Kakao ağaçlarının ana vatanı Meksika, Orta ve Güney Amerika’dır. Kakao çekirdekleri hem antioksidanları hem de vücut için gerekli olan vitamin ve mineralleri içerir. Hasattan sonra çıkarılan tohumlar, doğal fermantasyon ve kurutma işlemine tabi tutulur, birkaç hafta sonra da ham kakao çekirdekleri olarak kullanılır.
Hepimizin bildiği ve çok sevdiği çikolatanın yapımında kullanılan kakao, çeşitli tatlılara, yoğurda, karışık içeceklere ve tahıllara karıştırılarak da tüketilir.
Kakaonun Sağlığa Yararları
Kakao, lezzetli olduğu kadar da sağlıklı bir besindir ve flavonoid açısından zengindir. Bu yüzden, kan damarlarının esnekliğini arttırarak kan basıncının düşmesine yardımcı olur. Ayrıca, içerdiği polifenollerin de kan basıncını düşürdüğü yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır. Diğer yandan, antioksidan içermesi nedeniyle nitrik oksit üretimini uyarır, böylece kan damarlarının elastikiyetine destek olur.
Karşılaştırmalı çalışmalarda, kakaonun yeşil ve siyah çaydan daha fazla antioksidan içerdiği ortaya çıkmıştır. Diğer yandan, kakao çekirdeğinde bulunan magnezyum da kakaoyu kalp sağlığı açısından önemli bir besin haline getirmektedir.
Kakao, LDL olarak bilinen kötü kolesterol seviyesini azaltabilmekte, LDL oksidasyonunu engellediği için kalp krizi ya da inme riskinin azalmasında rol almaktadır. Klinik çalışmalarda elde edilen bilgilere göre, kakao, HDL olarak adlandırılan iyi kolesterol seviyesini artırabilmektedir.
Nottingham Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, kakao beyindeki kan akışını artırabilmektedir. Kısa süreli hafızayı ve genel uyanıklık düzeylerini artırabilen kakao, yüksek oranda flavanol içerdiği için uykusuzluk sorunu olanlarda olumlu etki göstermektedir. Beynin oksijenlenmesini arttırdığı için demans gelişimini yavaşlatabilen kakao, aynı zamanda konsantrasyonu ve hafızayı geliştirdiğinden, beyin fonksiyonları için mükemmel bir besindir.
Kakao, çekirdeklerinde bulunan uyarıcı maddeler ve serotonin salgısı üzerindeki pozitif etkisinden dolayı anksiyeteyi rahatlatıcı etki yapabilmekte ve depresyona karşı faydalı olabilmektedir.
Yapılan araştırmalarda, kakaonun bilişsel ve detoksifikasyon sistemine yardımcı olması nedeniyle bağışıklık fonksiyonunu da artırabildiği görülmüştür. Kakao hem belirli bağışıklık hücreleri üzerine etki edebilmekte hem de bağışıklık fonksiyonunun düzenlenmesine katkı sağlamaktadır.
Son dönemlerde, kakao tüketiminin insülin duyarlılığındaki etkisi üzerinde çok sayıda araştırma yapılmaktadır. Bu etki için, elbette tüketilen ürünlerde yüksek kalitede, işlenmemiş kakao çekirdekleri kullanılmalı, kullanılan kakao oranı en az %70 olmalı, süt ve süt ürünleri katılmamalıdır.
Aynı zamanda, Amerika’da yapılan bir araştırma sonuçlarına göre, kakaonun içindeki bileşenler, özellikle polifenoller sayesinde normal hücreler korunmakta, bu nedenle de kakao meme, prostat ve kolon kanseri hücrelerinin çoğalmasını durdurmaya yardımcı olabilmektedir.
Kakao Yağının Cilde Etkileri
Kakao yağı, yüzyıllar boyunca Afrikalılar tarafından cildi güneşin ve rüzgârın zararlarından korumak ve nemlendirmek için kullanılmıştır. Günümüzde de kakao yağı cilt bakım ürünleri ve kozmetik sektörünün vazgeçilmez ürünlerinden biri haline gelmiştir. Kakao yağı, deriye nüfuz edebilen yağ asitlerini yüksek miktarda içerdiğinden, hem cildi hem de saçı nemlendirmektedir. Kakao yağı, oleik asit, palmitik asit ve stearik asit gibi antioksidanlar açısından zengindir. Bu maddeler, cildi serbest radikallere karşı koruyan bir katman oluşturduklarından, yaşlanmayı yavaşlatabilmekte ve kırışıklıkların gelişimi azaltabilmektedir Stresli bir günün ardından, banyo suyunun içine eklenen yaklaşık 2 çorba kaşığı kakao yağı, günün bütün stresini ve yorgunluğunu alıp götürecektir.