Sinsi Katil – Gürültü!
Özet …
Evrimsel olarak atalarımız için işitme duyusu, önemli bir erken uyarı görevi üstenmiştir. Kulaklarımızın sürekli beyne ilettiği sesler bir düşmandan, örneğin kaçılması gereken yırtıcı bir hayvandan geliyor olabilir. Böyle bir durumda vücudumuz stres hormonları salgılayarak bizi tetikte bir pozisyona sokar. Taş Devri’nde anlamlı olan bu sistem günümüzde maalesef bize zarar veriyor.
Sokak gürültüsü, stres hormonları salgılanmasını tetikler. Sadece kısa ve yüksek sesler bu etkiyi vücudumuzda hissetmemize neden olurken işitilen ses ne kadar uzun süreli ve kısıksa, stres hormonları o kadar az salgılanır.
İşitme bozuklukları akut değil, yavaş yavaş gelişen hastalıklardır.
Gürültünün sebep olduğu hastalıklar
İşitme bozuklukları, doğrudan hasara yol açmayan gündelik gürültülerden kaynaklanır. Bu gündelik gürültüler 80 desibeli geçmez. İşitme bozuklukları, her ikisi de işitme kaybına yol açabilen akut ses travmasından (birkaç milisaniyede 150 desibelden yüksek) ve kronik ses travmasından (yıllar içinde 85 desibelden yüksek) kaynaklanabilir. Dolayısıyla işitme kaybına neden olabilen ses seviyeleri, bu belirtilen tehlikeli seviyenin altında kalan gündelik gürültüler de olabilmektedir.
Vücudumuzun gürültüye verdiği tepkiler, düşünülenden daha fazladır…
Gürültü, biz istesek de istemesek de kulaklarımızdan vücudumuza nüfuz ederek doğrudan sinir merkezimiz olan beyne ulaşır! Ve işte tam da burada bazen yaşamı tehdit eden bir şekilde varlığını hissettirir. Uzmanlar, Almanya’da her yıl 2.700’den fazla gürültü kaynaklı ölümlü vakadan bahsediyor. Bu sayı, Almanya’da yapılan epidemiyolojik çalışmaların sonuçlarını göstermektedir. Bu çalışmalarda trafik gürültüsü seviyelerine bağlı kalp hastalıkları incelendi. Örneğin, kalp krizi geçirme riskinin, 65 desibel gürültü seviyesinde, 50 ila 55 desibel seviyesine oranla %20 daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
Sokak gürültüsü yüzünden ölmek mi? İnanılmaz ama gerçek!
18 yaşından beri günde bir paket sigara içen biri 55 yaşında ölmüşse bunun çok fazla sigara tüketiminden kaynaklandığı düşünülür…
Veya 18 yaşından beri günde bir litre rakı içen biri 55 yaşında ölmüşse bunun fazla alkol tüketiminden kaynaklandığı düşünülür…
Peki, 18 yaşında çok yoğun bir caddeye taşınarak yıllarca her gün 20 saat boyunca araba gürültüsü duyan biri ölmüşse bunun gürültü kaynaklı olduğunu düşünür müsünüz?
Çoğunlukla aşağıdaki yanlış yargılara kapılırız:
“İlk iki vakadaki kişiler yıllarca toksik maddelere maruz kaldılar, bunlar iç organlarında birikerek zarar verdi. Ancak, gürültü organlarda birikemez ve bu nedenle zararsızdır“.
İşte bu yargı yanlış! Gürültü de kana karışır, hem de nasıl!
Gürültü de toksiktir
Kulaklar vücudun radarıdır. Her zaman hazırdır ve daima dinleme durumundadır.Olası bir tehlikeyi çağrıştıran her sesle, adrenalin veya kortizol gibi vücutta birikme özelliği olan stres hormonları kana salınır.
Yani biz insanlar garip bir şekilde stres hormonları görüntüsü altında toksin mi taşıyoruz?
Acil bir durumda ve küçük miktarlarda salgılanan stres hormonları, toksik değil, hayat kurtarıcıdır ama kana çok sık karışmamalıdırlar. Ancak sokak gürültüsüne maruz kalındığında sürekli olarak stres hormonu salgılanıp kana karışırsa durum toksik hale gelir.
Aşağıda, sürekli stres hormonu salgılandığında ortaya çıktığı bilimsel olarak kanıtlanmış sonuçlar listelenmiştir:
- kan damarlarında daralma ve hasar
- kan basıncında (tansiyon) artış
- kalp atışında hızlanma
- uyku bozukluğu
Az miktardaki stres hormonu da tehlikeli midir?
Stres hormonları zehirdir!
Günlük yaşamda çok az depolandıkları için, aslında tehlikeli değillerdir. Bu depo boşaldığında tekrar yavaşça dolar. Ancak, onlarca kişinin vücudunda depolanabilecek miktardaki adrenalinin toplanarak tek seferde bir kişinin kanına enjekte edildiğini düşünün, bunun diğer ölümcül zehirlenmelerden farkı kalmaz.
Bunun sokak gürültüsü ile ne ilgisi var? Sokak gürültüsü, tam olarak bu tür stres hormonlarının salgılanmasını tetikler. Sadece kısa ve yüksek seslerin vücutta ani stres hormonu salgılatarak bunu hissetmemize sebep olduğu, öte yandan işitilen ses ne kadar uzun süreli ve kısıksa, stres hormonlarının o kadar az salgılandığı doğrudur. Ancak ikinci durumda az az salgılanmaya devam ederek!
Kaynak
Sokak, İş, Restoran, Sinema, Kulüp
Huzur dolu sessiz bir ortamı artık ancak kulak tıkaçlarıyla sağlayabiliyoruz. Her yerde her zaman ya bir cep telefonu çalar ya bir yerden müzik sesi gelir… Çoğu zaman, hiç bitmeyen trafik uğultusu da bunlara eklenir.
Sokakta, işte, restoranda, sinemada, kulüpte veya aniden oluşan gürültülerde vücut ani bir tepki verirken, düşük ses seviyelerinde meydana gelebilecek fiziksel stres reaksiyonları tüm organizmayı etkiler. Bu süreç geceleri bilinçsizce devam eder, çünkü kulak uyku sırasında bile tüm seslere karşı hassastır.
Gürültü işitme kaybı gibi fiziksel rahatsızlıklara yol açmasa bile, zihni etkileyerek konsantrasyon bozukluğu, sinirlilik ve stres gibi sorunlara neden olabilir. Günümüzde gürültüden kaçmak her zaman mümkün olmadığından, gürültü kaynaklı stres hormonlarının vücuttan atılmasını sağlayan aktivitelerde bulunmak faydalı olacaktır. Spor yapmak, yoga ve diğer gevşeme yöntemleri, sürekli gürültüye maruz kalan modern toplum insanının stres seviyelerini azaltmaya yardımcı olabilir.
Kaynak